Category

Blog

Blog

Türk Yeşil Çayı

Yeşil Çay Nedir ?

Yeşil çayın bileşenlerinin içerisinde en önemlisi polifenollerdir. Fenolik madde; daha yaygın ismi ile bilinen polifenoller benzen halkası içeren maddelerdir. Aynı zamanda çay bitkisinde bulunan doğal bileşiklerdir. Vücutta hücresel aşınmayı önlemek adına çalışan antioksidanlar, polifenollerin bir parçasıdır.  Polifenoller, kateşin, gallik asit ve bunların türevlerinden oluşur. Tüm dünyada yeşil çayın sağlıklı bir içecek olarak tüketiminin yaygınlaşmasında en önemli pay polifenollere aittir. Başta Epigallocatechin-3-gallate olmak üzere yeşil çayda bulunan polifenollerin antioksidan özellik gösterdikleri ve kanserden koruyucu etki yaptıkları birçok bilimsel araştırmaya konu olmuştur. Ayrıca yeşil çay kateşinlerinin tümör oluşumunu önlediği, antibakteriyel ve antiviral etki gösterdiği klinik deneylerle belirlenmiştir. Obeziteyi engellediği konusunda yapılan çalışmalar, yeşil çayı her daim öne çıkarmıştır. Doğal antioksidan özelliği taşıyan polifenoller gıda, kozmetik ve ilaç endüstrisinde geniş ölçüde kullanılmaktadır.

İlaç sektörü demişken; Dünya da matcha olarak bilinen, yeşil çay pudrası Türkiye’de de üretilmeye başlanmıştır. Kozmetik ve gıda ürünlerinde kullandığımız yeşil çay pudrasını artık soğuk çaylarda da kullanmaktayız. Çok faydalı olan yeşil çay pudrası (matcha) gün geçtikçe kullanım alanını arttırmaktadır. En faydalı hali, çay olarak içmektir; özel kasesinde bambu fırçasıyla çırpılarak hazırlanır.

Faydaları saymakla bitmeyen yeşil çayı doğru demlemek, yapısını bozmamak, gerektiğinde içimini yumuşatmak çok önemlidir.

Yeşil çayı sevenler kadar maalesef sevmeyenleri de var. Sevmeyenler; ya iyi bir yeşil çaya denk gelmemiş ya da doğru demleme teknikleri uygulamamıştır. Muhakkak seveceğiniz bir yeşil çay vardır. Tanıyıp damak tadınıza göre yöntemler belirleyebilirseniz çok faydalı olan yeşil çayı sizde seveceksinizdir.

Gelelim yeşil çayı doğru demleme tekniklerine;

Kalitesinden ve damak tadımıza uygunluğundan emin olduğumuz bir yeşil çay elde etmelisiniz. (Büyük partiküllü yeşil çaylar daha naif işlem gördüğünden tercihen önerilir)

Yeşil çayda, demlik olarak en güzel sonuçlar demir döküm çaydanlık da alınır; hem çayın ısısını kendi bünyesinde koruyacaktır hem de daha aromatik ve lezzetli olmasını sağlayacaktır. Porselen, kil, cam demliklerde tercih edilebilir. (kil demlikler kullanıldıkça çaya kattığı lezzet de artmaktadır bu ince ayrım göz önünde bulundurulabilir)

Çay suyunun temiz, kireçsiz, saf olması en önemli unsurlardan olduğu artık biliniyor. Yeşil çay demlerken su sıcaklığının 80-85 C derecelerde olmasına dikkat edilmelidir.

250 ml sıcak suya  2 gr yeşil çay ekleyip 3-5 dakika arasında demlemeye bırakabilirsiniz.  Göz kararı demleme yapmak isteyenler; 1 fincan sıcak suya, yoğun tat seviyorsa 1 tatlı kaşığı, normal yumuşak içim seviyorsa 1 çay kaşığı yeşil çay ekleyip demleme yapılabilir.

Tabi dakika kullandığınız çaya göre değişir, bu yüzden 3 dakikadan sonra kontrollü demleme yapıp çayınızın dakikasını damak tadınıza göre ayarlamak size kalmış.

Türk yeşil çaylarında kateşinler 3 dk dan sonra açığa çıkar ve deme geçer, bu önemli ayrıntıyı göz önünde bulundurmak da fayda vardır. Dakikayı uzatırken çayın demi yoğunlaşıp damak tadınıza acı gelebilir bu ayrıntıda ise; koyduğunuz çay miktarının tam ölçü olmasına dikkat edip, demleme süresini geçirmemelisiniz.

Yeşil çayın kokusunu veya her tadımını sevmiyorsanız içine sevdiğiniz bitki veya çay karışımları koymanızda fayda vardır. Daha sağlıklı hale getirirken içimini de kolaylaştırıp daha çok sevebilirsiniz.

Demlerken bir tutam melisa katmanız kokulara iyi gelecektir.

Demleme sonrasında limon eklemeniz antioksidan miktarını arttıracaktır.

Yeşil çayınızı şekersiz içmeye gayret edin; gerekirse demlerken çubuk tarçın, portakal kabuğu, kakule kullanın. Hem aromatik hem de daha lezzetli olacaktır, faydalarına değinmiyorum bile…

Yine de şeker ihtiyacınızı karşılamıyorsa; demleme sonrasında süzdüğünüz yeşil çayı bal ile servis edebilirsiniz. İlle de şeker katacaksanız organik ve zararsız olan şeker otunu  (stevia) minimal ölçeklerde ekleyebilirsiniz. Bu kadar faydalı bir çayı şeker katıp içmemelisiniz.

Unutmayalım ki; yeşil çayı sevmek sizin elinizde, seveceğiniz yeşil çay harmanınızı hazırlamanın vakti geldi de geçiyor.

Afiyetler olsun…

                                                                                                                                       Aytül Turan

Blog

Türk Beyaz Çayı

Türk Beyaz Çayı
Dünya çay sektörünün, beyaz çay portföyüne baktığımızda şifa çayı olarak adlandırılması bilinen ve kabul edilmiş bir gerçektir.
Bu gerçeğin başlığına; Türk Beyaz Çayını eklediğimizde, en doğal ve en fayda sağlayan beyaz çayla öne çıktığımızı söyleyebiliriz.
Öncelikle beyaz çay nedir, nasıl toplanır, ne aşamalardan geçer sorularını cevaplayalım.
“İki yaprak bir filiz” uygun ürün normu olarak istenilen yeşil çay yapraklarının, tepe kısmında bulunan açmamış tepe tomurcuğudur. Çayın tepe tomurcukların da bulunan beyaz tüylerden dolayı ismi beyaz çaydır.

Elle ve özenle toplanan beyaz çaylar gün içerisinde işlenmeye başlıyor. Aslında en az imalat gören çay çeşitimizdir; soldurma ve kurutma işlemleri yapılarak hazır hale geliyor.
Doğal ve hafif işlemler yapıldığından çay bitkisi öz yapısını korumaktadır. Bu sayede fayda oranı, yani antioksidan bakımından kateşinlerin en yüksek olduğu çay çeşididir. (Kateşin (catechins) çay da bulunan antioksidan etkili flavonoid gruptur.)

Beyaz çayın birçok faydasının yanında en sevindiren yönü; bağışıklık sistemini kuvvetlendirip, kanserden koruma özelliğinin bulunmasıdır. Erken dönemlerde kansere neden olan hücre mutasyonlarını engelleyebilmektedir. Beyaz çayda bulunan JP53 maddesinin, ilaç sektöründe ki çalışmaları umut vaat edicidir.
Beyaz Çayın faydaları saymakla bitmiyor, muhtemelen ilerleyen yıllarda yeni faydalarını da öğreneceğizdir.

En nadide olan beyaz çayımızın hassas yapıya sahip olması nedeniyle iyi muhafaza edilmesi ve çok dikkatli demlenmesi gerekmektedir. Doğru demlenemediği taktirde yüksek olan aroma yapısının azalması veya hissedilmemesi söz konusu olabilmektedir.

Peki en iyi beyaz çayı nasıl demleriz ?

Öncelikle iyi muhafaza edilmiş, kalitesinden emin olunan bir beyaz çay olmalıdır.
Porselen demlik kullanmak her daim daha iyi sonuçlar verecektir. Seramik ve kil demlikler de tercih edilebilir. Cam demlikte likör görerek kontrollü demleme yapmak isteyenler, camın ekstra acılaştırma özelliğini bilip demleme süresini aşmamaya dikkat etmesi gerekir.
Çay suları her daim en önemli unsurlardandır. Temiz, kireçsiz, PH seviyesi nötre yakın su kullanmak çayın yapısının daha çok suya geçmesini sağlayacaktır. Önceden kaynamış, durmuş, bekletilmiş su kullanılmamalıdır. Dinlenmiş su kullanmakta fayda vardır. ( Doğal kaynak suyu bulup kullanmak; kuvvetli demlere ve lezzetli çaylara imza attırır )

Beyaz çay, demlik ve suyumuz hazırsa gelelim demlemeye;

Kaynama noktasına gelmiş, ilk sıcaklığı gitmiş 75 C dereceye düşmüş 200-250 ml suyu demliğe döküp üzerine 3 gr kadar beyaz çay eklenir, hava almayacak şekilde kapağı kapatılıp
5 dk demlemeye bırakılır. Demlenme tamamlanınca cam bardağa dökülüp servis edilir. (Yoğun çay tadı seviyorsanız su miktarı 200 ml olmalıdır, kararında dem seviyorsanız 250 ml su kullanmalısınız.)

Başka bir ölçü birimi verecek olursak; 75 C derecede ki 200-250 ml su demliğe dökülür, üzerine dolu 1 (bir) tatlı kaşığı beyaz çay eklenir ve 5 dk demlemeye bırakılır. Demlenme tamamlanınca cam bardağa dökülüp servis edilir. ( Beyaz çayın su sıcaklığı ile ilgili 70-85 C dereceleri arasında değişik açıklamalar vardır. Ortalama 75 C derece kullanmakta fayda vardır; narin yapıda olan beyaz çay düşük ısıda özünü bozmadan, aromalarını en az uçacak şekilde demini salabilecektir.)

Önemli bir ayrıntıya değinecek olursak, siyah çay demlemede yüksek dereceli sıcak su kullanılır (90-95 C ) ve çayı haşlamamak adına suyun üzerine çay konulur. Beyaz çay ve yeşil çayda suyun sıcaklık derecesi düştüğünden; çayın üzerine de sıcak su konulabilir, haşlanma olayı olmaz. Ama benim gibi aroma konusunda hassassanız ve risk almak istemiyorsanız suyun üzerine çayı koymanızı öneririm. Bu sayede aromaları damağınızda daha çok tadabilirsiniz.

Ek bilgi olarak; beyaz çay kafeini en az olan çaydır, daha da aza indirmek istiyorsanız çayla suyun birleşiminden 20 saniye sonra çayı süzüp, 200-250 ml suyu ekleyip demleme işlemi yapabilirsiniz. Böylelikle; beyaz çayınızın az miktarda olan kafeini iyice atmış olur ve aromaları daha çok hissedersiniz.
Demlik boşaldıktan sonra aynı beyaz çayı en az 2 (iki) kere daha demleyebilirsiniz.

Afiyetler Olsun…

Blog

Belgesel

        Nu Boyana Productios: “The Global Farm” proje kapsamında Dünyanın dört bir yanından ilginç çiftlik hikayelerini belgeliyor ve belgeselleştiriyor. 

Türkiye çekimlerinde Rize’ye gelerek  Türk Çayını, Dünya çaylarından ayrı bir yere koyduklarını gösteren Kaliforniya ve Bulgaristan gelen ekip, belgesellerinde Rize Çayına yer verdiler. Türk Çayının tüm hikayesini kendilerine anlatmış bulunmaktayım.

Demleyip ikram ettiğim Türk Siyah Çayımıza aldığım övgüler ve saatlerce çayı konuşmak paha biçilmezdi..

Daha yolun başında bu denli profesyonel bir ekiple çalışmak ve o ekibin Türk Çayı denilince kendilerinin bana ulaşması çok ayrı bir gururdu.

Yedi Ülke daha gezip çekimlerini sürdürecek olan ekibe başarılar diliyorum.

İlerleyen 1-2 yıl içerisinde Belgeseli izleyebileceğiz 🙂

NU Boyana Film Stüdyoları ( Bulgarca : Ню Бояна Филм ), Boyana , Sofya , Bulgaristan’da bulunan Avrupa’nın en büyük film stüdyolarından biridir.

Boyana Film olarak kurulan Nu Boyana Film Stüdyoları, Güneydoğu Avrupa için benzersiz bir Bulgar filmi üretim kompleksidir. 1962’de açılmıştır. Avrupa’nın tam bir film üretim döngüsü için gerekli olanakları bir araya getiren birkaç yerden biridir.  Nu Boyana Studios, film, TV programları ve reklam öncesi üretim, üretim ve post prodüksiyon için komple hizmetler ve olanaklar sağlar.  Yaklaşık 30 hektar (75 dönüm) alana sahip olan kompleks, 13 ses kademesine ve bir manastırla dolu, merkezi Manhattan’ın ve antik Roma’nın bir kopyasına sahiptir.

  1. NU Boyana Productios
    “The Global Farm”
    Director-Andrew Farebank
    Host-Courtney Hill
    Producer-Yariv Lerner
    UPM:Antoni Davidov
Blog

Türk Siyah Çayı

TÜRK SİYAH ÇAYI
Anlatıldığında az kalan, ruhu dinçleştiren, bedeni dinlendiren, Karadeniz denilince akla gelen, zihni açan, tadına ve sohbetine doyum olmayandır; ÇAY.
Eee o zaman Türkiye Çay Demleme ve Sunum Şampiyonundan doğru tekniklerle, en iyi ve lezzetli “ Siyah Çay “ nasıl demlenir öğrenelim:
Demlemeye geçmeden üç önemli noktayı açıp vurgular yapmakta fayda var :
Siyah çay, çay suyu, demlik.
Öncelikle kullanacağımız kuru siyah çayı iyi tanımamız gerekir. Çayın partikül yapısı salacağı dem oranıyla doğru orantıda olduğundan demleme süresinin dakikasını değiştirecektir. Şöyle ki; ince yapılı ve toz oranı yoğun bir çay, daha kısa sürede demini bırakır ve daha kuvvetli bir likör elde etmenizi sağlar. ( tozlu çaylarda temiz likör almak zordur, bulanıklık olabileceği aklınızda olsun ) Haliyle demleme süresini kısaltmanız gerekir.
İki numaralı elek ve mayıs sürgüsü olan bir çay elde edebiliyorsanız ala, standart ve lezzetli bir çay demleyebilirsiniz. Ya da sevdiğiniz ve damak tadınıza uygun olan çay diyelim, en önemlisi de budur “sizin damak tadınız” partikül yapısını göz önüne alarak demleme dakikasını ayarlayabilirsiniz.
Çay paketlerinde kullanım yılı iki yazar. Çayın paket ömrü tartışılır yani aşılır da, sadece rutubet ve koku almamasına dikkat etmeliyiz. Çayın nem konusunda en hassas gıdalardan olduğunu unutmamalıyız.
Çay suyu ?
Çay suyunda sadece pH derecesi dışında çok fazla ayrıntı vardır. Aslında biz çayı değil “suyu” demliyoruz desem yeridir. İki hidrojen bir oksijen değildi su.
Su, çayın kokusuna, rengine ve tadına doğrudan etki ediyor. Çeşit çeşit gök suyu çeşit çeşit yer suyu vardır.
Gök suyu nedir mi?
Çiğ suyu, çeşitli yerlerden toplanan buzların suyu, kar suyu, dolu taneleri..
Evet doğru okudunuz gök sularının ayrıntısına baktığımızda bilirkişiler tarafından özenilerek muhafaza edilirler ve bu kişiler şifa niyetine enfes çaylar demlerler.
Yer suları nedir?
Dağ suyu, dağ taşlarından akan sular, onlara ulaşmak hiç de kolay değildir. Şifalı suları ile bilinen Rize’de beş yıldır dağcılık yapan biri olarak söylüyorum. Dağda akan alelade bir sudan bahsetmiyoruz, taştan damlayan su ya da taşların arasından sızım sızım sızan su.
Şifa çaylarının en çok aranılan suyudur.
Nehir suyu; bu nehrin akanı var akmayıp duranı var 🙂 ki duran suda işlevsiz sayılır, nehrin kaynağından gelen su en temiz ve en saf haldedir, lezzetli buluşlara imza atarlar.
Kuyu suyu ama öyle kuyu suyu değil 🙂 civarında yaşam olmayan tepelerin kuyu suyu, toprağın altından taze çekilmiş, yerin derinliklerinden gelen suyun tadı muazzam olacaktır.
Yani şimdi bu kadar muhteşem yapıya ve özelliğe sahip sudan bahsettikten sonra kalkıp evdeki suyumuzdan çay demlemek biraz iç sızlatmıyor değil. En azından içmediğimiz çeşme suyundan çay demlememeliyiz.
Ek olarak şunları yapabiliriz; kireçsiz ve temiz su kullanmak, suyun pH derecesinin 6.5-8.5 aralığında olması hatta 7 pH seviyesi nötr olarak kabul edilir ve nötr olursa çayın molekül yapısı suya tam geçecektir.
Suyu kaynama noktasına getirirken haşlamamalıyız. Kaynamış ve bekletilmiş su kullanmamalıyız, dinlenmiş su kullanmakta fayda vardır.
Peki bu çayı neyde demlemeli?
Çayın ilk yıllarında; yani müstahsilin çayın kıymetini anladığı, ciddi rakamlarda tarımının yapıldığı ve çay alım yerlerinin çoğaldığı yıllar.. Bu yıllarda Rize adeta şenlenmişti, insanlarının eli para görmüştü. Öncesinde yoksulluk çeken Rize çayla yeni bir döneme başlamıştı. İnsanları çok çalışkandı hele kadınları.. Çayın getirdiği rahatlıkla ve refahla içimi de artık yadsınamaz bir yere konulmuştu. Alım yerlerinde çay alımı dışında başka bir yaşam alanı oluşmuştu, tüm köyün ahalisi orda olurdu, sürekli “alüminyum” demlikler kaynar buram buram ÇAY kokardı, demlenen çayın dumanı Karadeniz’i de mesken almıştı, sonrada tüm Türkiye’yi. Hatta Dünyaya ünü yayılmıştı en doğal ve leziz çay. Elle toplanan tazecik “iki yaprak bir filiz” formatında yeşil yaprakların mis gibi kokusunu, tadını, sohbetini, kahkahasını hala dinleriz…
Evet bunları niye anlattım; şimdi istediğimiz çaydanlık da çay demleyelim, istediğimiz çayı kullanalım eskisi gibi olmayacak. Çünkü, çay bitkimiz eskisi gibi değil. Elle toplamak da kalktı, makasla çayın canını alıyoruz desem yeridir…

Ben size yine kullanabileceğiniz demliklerden bahsedeyim!
Eskiler alüminyum der, ki bende derim tadı başkadır ama üçüncü sırada yer veririm. Isındıkça genleşmesi, genleştikçe zararlı olabilmesi sebebiyle alüminyumu pek öneremiyorum. Ama leziz mi leziz olur bilin 🙂

İlk olarak porselen demlikleri öneririm tabi; eşit ısı sağlar ve ısı yalıtımı kuvvetlidir. Çayınız demlenirken yapısını bozmaz lezzetine lezzet katar, çay aromalarına önem veriyorsanız porselen demlikten iyisi yoktur.
İkinci olarak dövme bakır çaydanlık, çift katmanlı, orijinal kalaylama yapılmış iyi bakırlardan bahsediyorum. Çayınızın ısısını uzun süre koruyup keyifli bir içim sunacaktır sizlere, bakır demlik kendine has tat ve koku katıyor çaya, aslına bakıldığında bakırdan çaya geçen bir madde yoktur. Sadece etkileşimi öyledir ve içtiğinizde tadına tat katılmış gibi gelir. Geleneksel Türk Çay sunumunda Bakır Demlikler ve Semaverler vardır bunları da unutmayalım 🙂

ÇAYA değindik SUYUN ayrıntısına da dokunduk DEMLİĞİDE kişisel seçiminize göre bulduk, gelelim her yerde her fırsatta elimden geldikçe anlattığım doğru tekniklerle standartlaştırdığım siyah çay demlemesine..

⁃ ilk olarak kaliteli siyah çay seçimine dikkat edilmeli.
⁃ Porselen ya da bakır demlik kullanılırsa daha leziz bir çay elde edilir.
⁃ Çay suyu da oldukça önemlidir; dinlenmiş su kullanmak da fayda vardır. Isıtılmış ve bekletilmiş su kullanılmamalıdır. Suyun Ph seviyesi aşırı asidik veya aşırı bazik (alkali) olmamalıdır. ( Ph: 6.5 üzeri – 8.5 altında olabilir )
⁃ En önemli husus; kaynamış ve ilk sıcaklığı gitmiş suyu ( 90-98 C derece ) üst demliğe döküp, üzerine kuru çayı ilave etmektir. Böylelikle çay kendi hacmiyle demlenerek dibe çökecektir. Tersini yapıp çayın üzerine sıcak su dökülürse çay haşlanmış olur ve aromaları yüksek oranda uçar, istenilen uygun ürün normu bozulur.
– Her demlemede tavşan kanı çay içmek isteyenler için ölçü birimi; dört çay bardağı sıcak suyun üzerine bir çay bardağı dolusu kuru çay ilave etmektir. İçilecek miktar artıkça rakamlar da doğru orantıda artar. 4/1 – 8/2 – 12/3 şeklinde, ta ki; göz kararınız oturana kadar. Daha açık bir dem ve daha yumuşak bir tat istenirse: Diğer bir ölçü birimi olarak; bir çay bardağı için bir tatlı kaşığı kuru çay ilave edilir. İçilecek bardak sayısı arttıkça su ve siyah çay miktarı doğru orantıda arttırılır.
– Türk Çayı 15-20 dakika arasında demlenmeye bırakılmalıdır. İlk 15 dakikada kafein suya geçer, son 5 dakikada ise çayın molekül yapısının tamamı suya geçer. (tabi uçanları saymazsak) “Türk Siyah Çayının toplamda 20 dk demlenmeye ihtiyacı vardır.”
– Üst demlik demlenirken alt demliğin su sıcaklığı 97-99 C derecede tutulmalıdır. Su kaynamamalıdır. Alt su kaynayıp üst deme buhar verirse çay acılaşır ve erken bayatlama yapar.
– Çay demlenirken üst demliğin dökme deliği tıpa ile kapatılırsa çayın aromalarının uçmasına bir nebze engel olunup daha leziz bir çay içilebilinir.
ÇAY demlemek biraz sevgi, biraz sanat işidir.
Muhakkak Çayımıza bir tutam da sevgi eklemeyi unutmamalıyız 🙂
ÇAY bizim için bir içecekten çok daha fazlasıdır. Dünya da kişi başına en çok çay tüketen Ülke olarak bunu kanıtlıyoruz.
Biz Türkler de, demlemesi sanat, içmesi zanaat, sohbetin eşiği, huyun dibiydi ÇAY..

Bir gün aynı demlikten ÇAY içebilmek dileğiyle..

Aytül TURAN

Close